12 Aralık 2009 Cumartesi

AMSTERDAM



Amsterdam'a gece 1 gibi varıp otele bavulları bıraktıktan sonra kendimizi otele yakın bir Irish puba attık, böylelikle lezzetli Belçika biralarından meşhur İrlanda biralarına yumuşak bir geçiş yapmış olduk.

Ertesi gün bizden evvel Amsterdam'a varmış olan arkadaşlarla da buluşup meşhur Van gogh müzesinin yolunu tuttuk. Bizim Amsterdam'a ikinci gelişimiz olduğundan Anna Frankın evi gibi meşhur ve ilk defa gidiyorsanız mutlaka görmeniz gereken yerleri bu sefer es geçtik. Bir müze cenneti olan Amsterdam'da bence görülmesi gereken en önemli müzelerden bir tanesi Van Gogh müzesi, biz daha evvelki gelişimizde ziyaret etmiş olmamıza rağmen yeni eklenen bölümlerini ve kalıcı sergiyi çok büyük zevkle gezdik.

Van Gogh'un yıllarca kardeşi Theo 'ya yazdığı mektupların (tüm mektuplarda o sırada yaptığı resimlerin ufak ilüstrasyonlarını yapmıs) sergilendiği bu bölümde hem resimlerin orjinalini hem de mektuplardaki kopyalarını görebiliyorsunuz.



Kanal gezimizden görüntüler







Yüzen evler




Van Gogh müzesinden sonra tren istasyonunun önünden kalkan küçük teknelerden birine binip yine çok keyifli bir kanal turu yaptık. Kalabalık olarak hareket etmek genelde zor ve stresli olarak düşünülse de uyumlu arkadaşlarımız sayesinde tüm bu aktivitileri güle oynaya gerçekleştirdik.

Hiç yorum yok: