Cartagena'da ikinci güne Cafe Del Reloj'da yine taze meyve sulu bir kahvaltıyla başladık, bugün niyetimiz eski şehir dışına çıkmaktı.
Surların dışında yolun karşısındaki sokaklar oldukça sessiz ve sakindi geldiğimizden beri hep hareket içinde gördüğümüz Cartagena için durum çok olağan değildi, kısa süre sonra da süslenmiş pencereler ve kendini simsiyah boyamış gençleri görünce durumun normal olmadığını anladık. Biz farkında değildik ama Cartagena'nın bağımsızlık bayramına denk gelmiştik.
Köşe başında bekleyen gençler eğer para vermezseniz ellerindeki boyalı sopaları size değdirerek sizi siyaha boyuyorlardı, bir çeşit festival geleneği diye düşünürken bu seferde ellerindeki köpükleri bize fışkırtmaya çalışanlar çıktı, kurtuluşumuz yoktu, baştan aşağı köpük banyosundan sonra tekrar otele döndük.
Öğlen ilk gün gözümüze kestirdiğimiz Bogota'dan tanıdık El Corral'de bir hamburger ve üzerine Gelataria Paradiso'da nefis dondurmalar yedik.
El Corral |
Gelateria Paradiso |
Cafe Zebra |
ben bu festivalden yeterince nasibimi aldığımı düşündüğümden polisin yanından ayrılmadım, aşağıdaki fotoğraflar cesur eşime ait.
Akşam yemeği için tercihimiz ise evvelsi akşam nefis kokteyllerini içtiğimiz Juan Del
Mar Cafe'ydi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder