20 Kasım 2013 Çarşamba

BOLOGNA



Bu bir kutlama gezisiydi dolayısıyla biletler 6 ay önce alınmış ama yoğun
program nedeniyle iki gün kalaya kadar hiç bir hazırlık yapılmamıştı. Buradan
sesimin çıkmadığına bakmayın neredeyse 4 aydır devam eden yolculuklar sonucu
ancak geçen hafta evimize döndük ve döner dönmez de anlatmaya başlıyorum.

Bologna'ya yaklaşık 2.5 saatlik bir yolculuktan sonra vardığımızda 150 kişinin
pasaport kontrolunun 2 kişi tarafından yapıldığını görüp biraz hayal kırıklığı
yaşadığımızı baştan belirtmeliyim, eğer Pegasus'la gelecekseniz check in işlemini
ön koltuklara yaptığınız da tatiliniz en az 1 saat önce başlayabilir. Bizim şansımıza
arkamızda 9 aydır seyahatte olan iki Avustralyalı hanım vardı, onlar sayesinde
45 dakika nasıl geçti pek anlamadık.



Havaalanı ile tren istasyonu arası taksi ile yaklaşık 15 dakika ve 16 Euro tutuyor,
eğer tek kişi seyahat edecekseniz havaalanından kalkan otobüsün ücreti de 6 Euro.
Biz otel tercihimizi tren istasyonunun karşısındaki Mercure otelden yana yapmıştık.
Oteli seçerken tren istasyonunun etrafı güvenli midir diye düşünsem de, otele
vardığımız da bu endişemin pek yersiz olduğu gördüm.

Bolonya sokakları
Otele eşyalarımızı bırakıp midemizin yükselen sesini dinleyerek Bologna sokaklarına
çıktığımız da siesta denilen bir başka acı gerçekle karşılaştık, sonuç olarak Hintli
bir amcanın  dükkanından yediğimiz bir dilim pizza ve biraz ileride içtiğimiz 1 kadeh
şarapla saat 7'e kadar dayandık.

Tam 7'de kapısından girdiğimiz Donatello'daki kibar garson tüm restoranın bu akşam
dolu olduğunu söyleyince, yüzümüz öyle bir şekil almış olmalı ki restoranın sahibi
hanımefendi bizi usulca arkadaki ufak salona alıp servis yapabileceklerini söyledi.



Duvarlarının hepsi ünlülerin restorandaki resimleriyle kaplı bu ufak salonda belli ki
bir grup yemeği için hazırlık yapılmıştı. Menü'de hararetle Bolonez soslu makarnayı
ararken yan masamıza oturan yaşlı çiftin gün boyunca ne kadar yorulduklarını Türkçe
anlatmaları oldukça şaşırtıcıydı.Bu tatlı hanımefendi ve beyefendinin Vedat Milorun
Savigno tavsiyesi üzerine yola düşmesi ve çat pat İngilizceyle Savigno dışında tüm çevre
kasabaları gezmiş olmaları ise enteresan olmasının yanısıra  bence oldukça ilham vericiydi.

Roka + mantar + parmesan

Bolonez soslu Tagliatellet

Porcini mantarlı Taglietelle

Son olarak tiramisu siparişi verdiğimizde bu seyahatin çok lezzetli geçeceğini biliyorduk,
           tek yapmamız gereken Italyanların saatlerine uygun hareket etmekti.











Hiç yorum yok: