4 Mayıs 2011 Çarşamba

VENEDIK III



Kalabalık bir süre sonra boğucu olmaya başlayınca sabah 5'ten beri
ayakta olduğumuzu hatırlayıp, şehrin otelimize yakın daha sakin
mahallelerine doğru dönüşe geçtik. Yol üzerinde güneşin batımını her
köprüden ayrı ayrı fotoğraflarken sanki bir oyun parkındaymışız ve
amaç labirentlerden geçerek en güzel manzarayı bulmakmış gibi geldi.





Şimdi ismini maalesef hatırlayamadığım bir başka meydanda hızla
birer ufak tiramisu atıp bizim gibi San Marco'nun kalabalığından
bunalmış kostümlü bir grupla karşılaştık ve hepsiyle teker teker
fotoğraf çektirdik.






Sırada, üniversiteye yakın olduğu için genelde genç bir kalabalığın
tercih ettiği, pek çok restoran ve cafenin de bulunduğu ve otelimize de
oldukça yakın olan favori meydanımız Santa Margherita vardı. Yol üstünde
her cafede ve herkesin elinde gördüğümüz, büyük bardaklarda içtikleri
kavuniçi - kırmızı renkli içecekleri tatmanın sırası da gelmişti. Barmene
tarifi verince adının spiritz olduğunu öğrendik (beyaz şarap tercihe
göre proseco, campari veya aperol, soda ile hazırlanan bu içki o kadar
populerki bu civarda başka bir şey içilmiyor hatta nefis şarapların bile
pabucu dama atılmış.



Birer bardak spirtzden sonra yorgunluk iyice çökmüş yemekten evvel
kısa da olsa biraz uyumak şart olmuştu ve ne mi oldu ertesi sabah
7:00'de gözlerimizi ancak açabildik.

Hiç yorum yok: