Nasıl ? Hiç fena gitmiyoruz değil mi ? Ben demedim mi anlatacak çok şey var diye, evet gelelim çelebinin bekarlığa vedasına, aylar evvelden planlar yapıldı tüm yakın arkadaşlar için uygun haftasonu seçildi ve Ekim 15'de Kıbrıs'a uçuldu.
Denize girer miyiz sorusuna cevap havaalanına indiğimizde yüzümüze vuran sıcak rüzgar ile geldi, bu sefer kaldığımız otel Girne'ye yaklaşık 20 dakika uzaklıkta Deniz Kızı oteldi. Otel hakkında bir yazı da yolda ama önce o akşam yemeğimizi yediğimiz Archway'i anlatayım.
Kıbrıs planları yaparken bu sefer farklı bir restaurant olsun demiş ve önce Food & Travel dergisinde görmüştük Archway'i, daha sonra bir kaç dergide de karşılaşınca akşam yemek için mekanımız kesinleşmişti.
Öyle deniz manzaralı bir restaurant değil Archway, bir zeytinliğin içinde oldukça otantik döşenmiş bir yer burası Girne'den taksi ile 5 dakika sürüyor adı üstünde Zeytinlik mevkiinde.
Geldiğimizde tüm mezeler masadaki yerini çoktan almıştı, kısaca gözden geçirmek gerekirse, humus,patlıcan, ezme gibi klasiklere, nefis yoğurt ve otlu tereyağ eşlik ediyor.
Mezelerden sonra paçanga ve kaşarlı mantar ve sırasıyla tüm ızgara et çeşitlerinden servis ediliyor ve tabi ki Şeftali kebabı.
Hepsi birbirinden lezzetli, servis biz İstanbullular için biraz ağır ama kimin acelesi var ki Kıbrısta ? Tüm bu lezzetlerin bedeli de içki hariç kişi başı 50 tl.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder