9 Kasım 2009 Pazartesi

ANTAKYA - HATAY



Biz bu yazdan kalma haftasonununu çok güzel bir yerde değerlendirdik Antakyada.


Merakla beklediğimiz bu seyahat için biletlerimizi Temmuz ayında almıştık, önce çok komik bir fiyata Adanaya uçtuk sonra havaalanından kiraladığımız arabamızı teslim alıp düştük yollara. Sabah 6:20 ucagıyla geldiğimizden kahvaltı edememiştik ve belki de bu haftasonu yediğimiz en kötü öğün olan kahvaltı için yol kenarındaki sıkmacıyı seçtik. Sıkma bildiğiniz gözlemenin içine peynir domates ve çiğ soğan koydukları bir çeşit dürüm sabah sabah çiğ soğanı bünyemiz kaldıramamasına rağmen bu tatsız deneyimi çok çabuk unuttuk.



Çantaları merkezdeki otelimize bırakıp başladık Antakya sokaklarında dolaşmaya, birbirinden güzel ve yılların yorgunluğunu üstlenmiş evler ve sokaklarda kaybolmadan ilerlemek pek mümkün değil. Evlerin çoğunda çok güzel avlular ve bahçelerinde birbirinden güzel turunç, limon ve portakal ağaçları var. Bakımsızlıklarına rağmen hepsi birbirinden ilginç bu evlerin en güzel örnekleri Uzun Çarşı yakınındaki Zenginler mahallesinde bence kesinlikle görülmeli.





Antakya'nın bir başka özelliği yüzyıllarca değişik uluslardan, dinlerden ve dillerden insanların kardeş kardeş yaşadıkları hiç kimsenin kimseye karışmadığı tam tersi kucakladığı bir bölge olması, kibar, güleryüzlü ve yardımsever tavırlarıyla burada kendinizi misafir gibi hissetmiyorsunuz.

Hiç yorum yok: