Ertesi sabah yol yorgunluğunu atmış, eski şehri çevreleyen surları tavaf etmeye hazır bir şekilde
uyandık, limana erkenden yanaşmış cruiselar da yavaş yavaş görevli rehberlerini turist kafileleriyle
birlikte karaya indirmiş hareketa başlamışlardı.
Korculaya kadar 2,5 saatlik yolumuz olduğundan çok vakit kaybetmeden meydanda hızlı bir
kahvaltı sonrası sehri cevreleyen surlara tırmanmaya başladık.Yaklaşık 2 km uzunluğundaki
surların her bir köşesinden muhteşem Adriyatik manzarasıyla karşılaşıyorsunuz, bol fotoğraf
molalı turumuz sonucu Dubronik'e tekrar gelmek istediğimizi ve hatta bir dahaki sefere kano
turunu da deneyeceğimizi biliyorduk.
süre önce Sicilya'da biraz da hayal kırıklığıyla dünyada gördüğümüz en iyi plajların Ege'de
Turkiye ve Yunanistan kıyılarında olduğunu konuşmuştuk, üçüncü sırada artık tartışmasız
Dalmaçya kıyıları vardı.
Pupnatska Luka |
yarım saatte bir kalkan feribot ile 15 dakikalık yolculuk sonrası Korculaya varmıştık. Iskeleye
1 km uzaklıktaki otelimiz Bon Repos'a çantaları bırakıp 10 km uzaklıktaki Pupnatska Luka
plajına geçtik, deniz o kadar güzeldi ki sanırım ne fotoğraflar ne de benim tarifim yeterli olacak.
Sudan cıkmak istemeyeceğinizin garantisi var, ikı sezlong ve şemsiyeye 17 Kuna veriyorsunuz,
biz öğleden sonra gittiğimiz için bir şey vermedik, plajda atıştırmalık bir şeyler bulabileceğiniz
ufak bir cafe de var.
Konaklama açısından beklentiniz yüksekse Bon Repos sizi servis ve kalite olarak çok memnun
edecek bir otel değil ama tek gece için yeterli, lokasyon açısından da merkeze ve iskeleye
oldukça yakın.Akşam yemeği için adanın merkezine indiğimizde ilk gözümüze çarpan marinaya
demirlemiş birbirinden lüks Rus tekneler ve restoranlarda oturacak yer arayan turistler oldu.
Korcula'da gün batımı |
Restoran için secimimiz Filippi idi deniz kenarında oldukça lezzetli balık ürünleri yiyebileceğiniz
bu restoranın şarap menüsü de oldukça başarılı.Marco Polo'nun doğum yeri olan Korcula'da
bir ufak Marco Polo müzesi de var.
Ne olduysa yemekten sonra oldu enteresan bir kulede konuçlanmış Massimo's Cocktail bara
çıkalım derken benim telefon yerçekiminin kurbanı oldu, tatilin bundan sonrasında telefonumu
kullanamayacağım kesinleşince, arabayı parkederken gözümüze kestirdiğimiz Maximilian barda
yine bir Aperol Spritz eşliğinde moral toplamaya çalıştık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder