Kayseri Hilton'un terasından
Akşam yemeği için meydana yakın bir başka bulvarda bulunan Hacıbabayı seçtik, nefis lahmacun ve yoğurtlu beyti kesinlikle doğru tercihlerdi.
Pazar sabahı, hava biraz daha soğuk ve yağışlı olmasına rağmen planlarda değişiklik yapmayıp minibüs ile Erciyese çıktık, yanımızda kayak malzemesi olmasa da en azından zirvedeki cafe de oturur bir şeyler içeriz diye düşünmüştük. Lakin bindiğim en yavaş telesiyej sayesinde zirvenin yarısına 20 dakikada ve dondurucu rüzgar eşliğinde ulaşabildik, bu sürede oraya çıkıp 5 dakikada aşağıya inmek kayakçılar için oldukça sinir bozucu olsa gerek.
Daha fazla vakit kaybetmeden Erciyes'den şehre dönüp yine hakkında güzel yorumlar okuduğumuz Elmacıoğlu'na yöneldik. Yöresel yemeklerden aperatif olarak tercihimiz yağlama idi, daha sonra meşhur iskenderini ve saç tavayı denedik
Yağlama
Selçuklular döneminde çok önemli bir şehir olan ve o dönemden kalan pek çok tarihi kümbetin ve caminin bulunduğu Kayseri'ye bir daha yolumuz ne zaman düşer bilinmez ama havanın güzel olduğu bir mevsimde bence sizin de uğramanızda fayda var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder