Bulunduğu meydanla aynı isme sahip otelimiz Piazza Venezia
beklediğimiz gibi mütevazi ama odalar beklemediğimiz kadar
küçük ve havasızdı, odaya girdiğimizde oda ısısı da yaklaşık
32 C 'deydi, yine de biz çok moralimizi bozmadan akşam rotamızı
belirledik.
Öncelik tabiki Fontana di Trevi'deydi, etrafında hızlı bir tur atıp,
Pantheon tarafına yöneldik, Roma'da hangi caddede veya sokakta
olduğunuzun da bence hiç bir önemi yok, çünkü her meydanda, her
daracık sokakta keşfedilecek bir sürü güzellik var.
Hava koşullarının elverdiği kadar zamanı bu dar sokaklarda geçirdikten
sonra sıra aperitivoya geldi ve ilk tavsiyeyi değerlendirip
Pantheon'a oldukça yakın olan ''Caffe Della Pace'' ı bulduk.
İçeride boş masa olmayınca dışarıdaki ısıtıcılarda bıçak gibi
soğuk havayı kesmeyince bir şeyler yiyip öyle gelmeye karar verdik.
Tam karşısındaki şirin restoran ''Serafini Alla Pace''da pencere
kenarı bir masaya yerleştik ve klasikleri sipariş ettik
Bu güzel yemekten sonra Cafe Della Pace'a geçip bir Bellini ve
bir Proseco eşliğinde günün kritiğini yaptık, pazar gününün
hareket planını da hazırdı.
Günün son lezzet noktası Cafe Eustachio'ydu .
Oldukça meşhur ve eski olan bu cafede genelde espresso shotları ayak üstü
atıp güne kaldığınız yerden devam ediyorsunuz, hava güzelse kahvenizi
ekstra bir ücretle cafenin önündeki masalarda yavaş yavaş yudumlamak da mümkün.
Gitmeden tekrar gelmeliyiz diyerek ayrılıp, havasız odamıza
geri döndük, oteldeki ikinci sürpriz sıcak suyun akmamasıydı,
otel yetkilisi merak etmeyin yarın problem çözülecek dediğinde
ona inanıp, oda sıcaklığında bayıldık. (Aynı yetkilinin pazartesiye
kadar bize aynı şeyi tekrarlayacağını henüz bilmiyorduk)
Ps : Güzel fotoğrafların sahibi pek sevgili arkadaşım Hakan Tarhandır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder