Cody's, La jolla'dan ayrılırken bir de şurada oturup kahve
içelim dediğimiz ufak bir cafe. Bu zevkli ve şık yerde La Jolla
manzarasına kapılıp uzun saatler geçirebilirsiniz, zira biz de
bir kahve diye oturup ardından hemen tatlı siparişimizi verdik.
Saat 13:00 gibi yola çıktığımızda biraz geciktiğimizin farkındaydık,
ilk durak Barstow'du, elimizdeki tüm rehber kitaplar aman buradan gece
geçmeyin karnınızı doyurun su ve benzin alın zira bundan sonra Nevadaya
kadar bir şey yok diye o kadar uyarı yapmışlardı ki vardır bu işte bir
keramet deyip Barstow'a varır varmaz kendimizi Big Boy'a attık , saat
15:30 olmuştu, önümüzde en az iki saatlik yol vardı.
Biz bu rotayı planlarken zaten Las Vegas'a giderken çölden geçeceğiz
tekrar Death Valley kısmına gitmemize gerek kalmaz diye düşünüyorduk
ama planladığımız saatin gerisinde kaldığımızdan durumun pek böyle
olamayacağı belliydi zira yolun çöl kısmını karanlıkta geçeceğimiz
kesindi. Hal böyle olunca battı balık yan gider deyip günün son
aydınlık saatlerini de Barstow'a 5 km uzaklıktaki Calico hayalet
şehirde geçirmeye karar verdik.
Calico, Amerikalıların eski bir madenci kasabasını olabilecek en turistik
hale getirip pek güzel pazarladıkları bir mekan, gezmesi oldukça keyifli
olan bu ufak kasabada herşey orjinaline yakın korunmuş, hediyelik eşya
açısından da oldukça fazla alternatifiniz var.
Güneşi Calico'da batırıp tekrar yola çıktığımızda, rehber kitaplarda
anlatıldığı gibi yolda oldukça hızlı giden tır ve kamyonlar dışında
hiç bir şey yoktu. Üstüne bir de arabanın lastik uyarı ışığının yanması yolculuğumuza ayrı bir heyecan kattı lakin durmayı pek gözümüz yemedi
ve Nevada sınırındaki Primm outlete kadar durmadan devam ettik. 25 Euroya
Nike ayakkabı bulabildiğiniz bu enteresan alışveriş merkezinden ayrıldıktan
çok kısa bir süre sonra Las Vegas'a MGM Signature otele ulaştık.
ps: arabanın ışığı mı ? o hiç sönmedi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder